Tüm dünya yeni tip Korona Virüs salgını ile sarsılıyor. Çin’de başlayan salgın, günümüzde neredeyse bütün ülkelere ulaşmış durumda. Uzmanların, bu virüsten korunmak için yaptıkları en büyük uyarı ise insanların evde kalmaları yönünde. Evden çıkmamak, evde vakit geçirmek salgın günlerinde çok önemli. Evde vakit geçirmenin en güzel yoluysa elbette ki kitap okumak. Sizler için karantina günlerinde evde okunabilecek kitapları derledik.
İşte Karantina Günlerinde Evde Okunabilecek 10 Kitap
1.Mutluluk – Zülfi Livaneli
Meryem: Van Gölü kıyısındaki bir kasabada, Allah’ın kendisini sevmesinden başka bir şey beklemeyen 17 yaşında bir kız.
Prof. Dr. İrfan Kurudal: İstanbullu tanınmış bir aydın. Hayattan hiçbir beklentisi kalmamış. Sahip olduğu her şeyi geride bırakarak, teknesiyle amaçsız bir Ege yolculuğuna çıkıyor.
Cemal: Gabar Dağları’nda PKK peşinde koşmuş bir komando. Askerliğini bitirip eve döndüğünde ömrünün en zor göreviyle karşı karşıya kalıyor: Ailenin yüzkarası amca kızını töre gereği öldürmesi gerekiyor.
Her biri mutluluğu arayan Meryem, İrfan ve Cemal, kendilerinin, birbirlerinin ve ülkenin ruhunun derinlerine doğru çalkantılı bir yolculuğa çıkıyorlar. Peki, onları neler bekliyor?
2. Asla Vazgeçmedim – Alişan Kapaklıkaya
Küçücük aklımı kurcalayan birçok soru vardı.
Babama “Allah bize oturmaya gelir mi?” diye sorduğumda bana kızdı.
Öğretmenime “Yağmur yerden havaya doğru yağsa gökyüzünde çiçek açar mı?” dedim, “Geri zekâlı! Otur yerine!” diye bağırdı.
İmama “Sen peygamber olsaydın bize yine kızar mıydın?” diye sordum, “Estağfurullah.” deyip kulağımı çekti.
Amcamın kızına “Ben okuyup büyük adam olacağım.” dediğimde “Salak, sen önce altını ıslatmayı bırak.” diyerek benimle dalga geçti.
Okuyup bunlardan kurtulmak için ortaokula geldiğimde öğretmenim, bir savaşın tarihini ezberleyemediğim için “Saman kafalı, aptal, kuş beyinli!” diye hakaret etti.
Hayaller kurdum:
Çocukların gülüşüp oynaştığı, kimsenin kimseye hakaret etmediği, büyüklerin küçükleri ezmediği, herkesin birbirine sevgiyle baktığı, öğrencilerin okula gitmek için tatilin bitmesini beklediği…
Ben kendimi işe yaramaz, kafası çalışmayan, pısırık, güvensiz, suçlu, korkak sanıyordum.
Ta ki donarak ölmek üzere olduğum akşama kadar. Yeniden ayağa kalktım ve hayallerimden ASLA VAZGEÇMEDİM. Sonra ne mi oldu? Haydi gel, bu yolculuğa beraber devam edelim.
3. Simyacı – Paulo Coelho
Gezgin olma isteğiyle çobanlık yapmaya başlayan Santiago, uzun bir müddet yalnızca koyunlarının onu götürdüğü yöne gidiyor. Böylelikle farklı yerler keşfeden Santiago, bir gün koyunlarıyla birlikte sığındığı eski bir kilisenin bahçesinde uyurken rüya görüyor. Mısır’a gittiğini ve orada bir hazine bulduğunu gördüğü bu rüyaya başta aldırış etmese de sonrasında yaşadığı ilginç olaylar, Santiago’yu bu gizemli yolculuğa ikna ediyor.
Afrika’ya adım atar atmaz seyahati için biriktirdiği tüm parayı kaybeden Santiago, çalışmak durumunda kalıyor. Bir yandan para kazanmak için çabalarken diğer yandan kendisini zorlu yolculuk şartlarına hazırlayan tecrübeler ediniyor. Tekrar yola koyulan ve çölleri aşan Santiago, bu çetin seyahatte hem savaşı hem de aşkı deneyimliyor. Yolun sonuna vardığında ise aradığı hazineye beklenmedik bir şekilde ulaşıyor.
4. Madam Wine – Filiz Aslan
Bu kitabı bitirdiğinizde kesinlikle bir şarap uzmanı olmayacaksınız! Çünkü hayatının yarısını bu işe adamış biri bile henüz şarap hakkında çok az şey biliyordur. Bu şarabın karmaşıklığından değil, bilgeliğinden kaynaklanır. Ama yolunuz bir gün Toskana’da ressam Michelangelo’nun doğduğu bir ortaçağ kasabasına, Paris’te Hemingway’in Nazilerden kurtardığı bir otelin barına , Karl Marx’ın babasının Mosel Vadisindeki bağlarına, Borges’in Arjantin’inde bir cafeye, Portekiz’de İngilizlerden kalan bir mahzene, Galiçya’da kamelyaları andıran parra bağlarına ya da Floransa’da Ponte Vecchio’nun karşısında bir şarap evine düşerse hangi şarabı hangi kadehte yudumlamanız gerektiğini ardındaki hikayesiyle birlikte öğreneceksiniz.
5. Kuzgun – Gülçin Koz
Londra’nın göbeğinde peş peşe işlenen cinayetlerin ardındaki izleri takip eden Cinayet Masası dedektifleri, önce Yunanistan’a sonra da Türkiye’ye uzanan macera dolu bir kovalamacanın içinde tarihin ve mitolojinin büyülü dünyasının kapılarını aralarlar. Onlar katile yaklaştıkça tarihin üstü örtülen gerçekleriyle yüzleşecekler ve bir Antik Çağ uygarlığının izlerini süreceklerdir. Britanya Müzesi’nden çıkıp Osmanlı İmparatorluğu’na kadar giden sırlar ortaya çıktıkça, kadim Likya uygarlığının topraklarına yapılan ve Patara’ya kadar ulaşan yolculuk derin bir anlam kazanacaktır.
Geçmişteki sırları ve olayların gizemini çözerken önlerine çıkan tehlikelerle dolu yol, onları bir taraftan katile yaklaştırırken diğer taraftan tüm Avrupa’da yaşanacak olan birçok tartışmanın da başlangıç noktası olacaktır.
İngiltere’de başlayıp Tanrıların Dağı’nda devam eden bu nefes kesen takip, Anadolu’nun tarihsel zenginliği ile yoğrularak ağızlarda enfes bir tat bırakırken, eski defterlerin açılıp zihinlerde tekrar tekrar sorgulanmasına neden olacaktır.
6. Ben Sana Mecburum – Atilla İlhan
Bizi en ince yerimizden yakalıyor hep; birimizi, bazılarımızı değil, hepimizi… Kendini anlatıyor ama, dizelerinde hepimiz kendimizi buluyoruz, üstelik onlarda sadece biz varız sanarak. Öznel sevdalarımızı, “bize ait olanı” duyuyoruz onun sesinde. Hepimiz onun şiirinin kahramanlarıyız; bir türlü layıkıyla söylemeyi beceremediğimizi üç kelimeye sığdırıveriyor o:
“Ben sana mecburum!”
Attila İlhan şiirinin tek teması aşk değil elbette; bu kitapta beş bölümde topladığı şiirlerinde, dönemin siyasi havasını, çalkantılarını, gerilimi, direnişi, başkaldırıyı, imkansız aşkları ve özgürlük özlemini bulacaksınız.
7. Can Yücel Sokakta Aşk – Şeyma Asal
Can Yücel Sokakta yan yana yürüyorduk yine. Ama korkmuyordum artık. Can’a inandım. Can’a güvendim. Can’ın rızasıyla kalbimi açtım. Şükürler olsun verdiği güzelliklere, huzura ve sevgiye.”
İzmir’de, Can Yücel Sokaktaki bir kafede çalışan, kimliğini, benliğini ve kadınlığını unutmuş genç bir kadın…
Aynı sokakta eğlenmeye giden; kimliğini ve hayatını ustalıkla saklamayı başarabilen genç bir adam…
Yolları kesiştiren manalı bir sokak. Can Yücel Sokak…
Ve Can Yücel’in gölgesinde doğan bir aşk…
Usta şair Can Yücel’in hayatına ve şiirlerine atıflarla bezeli, hicivleriyle güldürürken dramatik kurgusuyla hem heyecanlandırıp hem de hüzünlendiren bir aşk hikâyesi…
“Can Yücel Sokakta yana yana yürüyordum. Ama son kez yürüyordum. O’na inanmıştım. O’na güvenmiştim. O’nun rızasıyla kalbimi açmıştım. Küfürler olsun yaşattığı acılara, üzüntülere ve yıkımlara…”
8. Kelebeğin Günlüğü – Bilal Civelek
Ey sevgili!
Gel cennetim ol ki, cehennem hırsından kule dönsün. Kimse yanmasın artık.
İnsanlık hakikate erdiğinde gönül dergâhında kendisiyle hesaplaşsın. Yanmasın, yakılmasın, üzülmesin!
Bırak artık şu zamanın elinden tutmayı, zaman diye bir şey yoktur anlamadın mı?
Bırak tik tak tik tak işlesin. Bize göre değil saatleri ve günleri saymak… Zaman aşk hırsızıdır, ondan uzak dur. Çünkü biz sonsuz aşka talibiz. Sonsuz aşka talip olanların dünü, yarını yoktur.
Bu romanı okurken kendinizi yeniden keşfedeceksiniz. Kendinizi değiştirmenin zamanı geldiğini fark edeceksiniz. Değişmeye açık değilseniz kitabı okumayın!
9. Aşkımız Eski Bir Roman – Ahmet Ümit
İstanbul’da bir kanun adamı, sokaklarda bir suç bilgesi. Başkomser Nevzat, karmaşık cinayetleri çözerken insan ruhunun derinliklerinde gezinmeye devam ediyor…
Edebiyat bazen çok tehlikeli olabilir. Anna Karenina, Madam Bovary, Esmeralda ve daha birçok kadın roman kahramanı… Bu muhteşem kadınlara ulaşmaya çabalarken, önce doğru düşünme yeteneğini, sonra da yaşamını yitiren bir adam…
Kimsenin önemsemediği overlokçu bir kızın cinayeti bile önemli sırlar içerir. Katil ve maktul apaçık ortadaymış gibi görünse de hakikat çok derinlerde gizlenmiş olabilir. Ama ne kadar gizlenirse gizlensin, Başkomser Nevzat gibi vicdanlı polisler olduğu sürece karanlık aydınlanacak, adalet mutlaka yerini bulacaktır.
Aşk hiçbir zaman masum değildir. Petersburg’un soğuğundan, İstanbul’un sıcağına gelen bir Rus bilim insanı. İstihbarat servislerini birbirine düşürecek kadar gizemli bir kayboluş. Mutluluğu ararken kendini ölümün kıyısında bulan çaresiz bir âşık…
En zevkli anlar kanlı gerçeklere dönüşebilir…
Cinayetleri çözmek için sadece aklından ve deneyimlerinden değil, yaralı yüreğinden de güç alan Başkomser Nevzat, belki de en çok bu yüzden ayrılıyor benzerlerinden, belki de en çok bu yüzden seviliyor, okunuyor ve hatırlanıyor. Aşkımız Eski Bir Roman, onun bu zorlu serüveninde yepyeni bir halka…
… mesleğini doğru yapmak için cesaret yetmez, aynı anda kocaman bir yürek ister. Ama o yürek çelikten yapılmıyor. Bir süre sonra el bombası gibi gümlüyor. O yüreği zamansız gümletmeyelim Ali. Zalimleri sevindirmenin âlemi yok.
10. İçindeki Mucize – Anıl Şehirlioğlu
Dünyaya ceza çekmeye değil, kendini deneyimlemeye, eğlenerek öğrenmeye, sana verilen akıl ve yetenek ile onu şekillendirmeye geldiğini biliyor musun? Allah “Ol” dedi ve Ol’duk. Her şey bir düşünce ile başladı. Sen de düşüncelerinle hayatını şekillendirdiğinin farkında mısın?
Düşüncelerin, söylediklerin ve yaptıkların bir duadır ve mutlaka Allah tarafından cevaplandırılır. Bu da senin kaderini şekillendirir. Önemli olan kim olduğun değil, kim olmak istediğindir. Her birimizin yaşam yolculuğu kendi parmak izini taşır. Kendi gerçeğine giden yolculuğa başladığında kendi ihtişamına varacak olan yola da koyulmuş olursun. Bu kitapla bu yolculuğa çıkmaya var mısın?
“Ben nasıl ve neden yaratıldım?” “Hayat amacım, misyonum ne? Neden dünyadayım?” “Yaşamımı daha mutlu hale nasıl getirebilirim?” gibi soruların varsa aradığın cevapları bu kitapta bulacaksın.
Gerçek SEN ve ‘İçindeki Mucize’ ile tanışmaya hazır mısın?
Mucize Sensin…
Mucizenin Ta Kendisisin…