Ana Sayfa Haber Beşir Göğüş Türk Dilini ve Çocuk Edebiyatını Geliştirme Ödülü’ne Başvurular Alınıyor

Beşir Göğüş Türk Dilini ve Çocuk Edebiyatını Geliştirme Ödülü’ne Başvurular Alınıyor

18 dk okunur
0
0
20

Beşir Göğüş Türk Dilini ve Çocuk Edebiyatını Geliştirme Ödülü’ne başvurular alınıyor. Detaylar Kitap Magazin‘de…

Beşir Göğüş Türk Dilini ve Çocuk Edebiyatını Geliştirme Ödülü’ne başvurular alınıyor

Dil Derneğinin kurucu üyesi, Dilci, Eğitimci Beşir Göğüş’ün Dil Devrimine, Türkçenin eğitim ve öğretimine verdiği emeği unutturmamak, kişiliğini ve düşüncelerini gelecek kuşaklara aktarmak için Göğüş Ailesi ile Dil Derneği, DİL DERNEĞİ BEŞİR GÖĞÜŞ TÜRK DİLİNİ VE ÇOCUK EDEBİYATINI GELİŞTİRME ÖDÜLÜ‘nü düzenledi.

Ödül, dönüşümlü olarak Türkiye Türkçesiyle ilgili çalışmaya ya da bir edebiyat yapıtına (roman, öykü, masal ya da şiir kitabına) verilmektedir. “Dil Derneği Beşir Göğüş Türk Dilini ve Çocuk Edebiyatını Geliştirme Ödülü” 2024‘te Türkiye Türkçesinin genel olarak öğretimi ya da okuma, yazma, konuşma ve dinleme becerilerinin öğretimi ya da Türkçenin yabancılara öğretimiyle ilgili özgün bir yapıta verilecektir.

Katılım şartları

  • Ödüle Türkçenin olanaklarını, Türkçeyi doğru ve özenli kullanan dil duyarlılığı yüksek bir yapıt aday olabilir.
  • Ödüle aday yapıtlarda Dil Derneği’nin amaçlarına uygunluk, eğitsel ya da yazınsal değerleri kullanma başarısı aranacaktır.
  • Ödüle 1 Ocak – 30 Kasım 2023 arasında yayımlanmış yapıtlar aday gösterilebilir.
  • Ödüle tek yazarlı bir yapıt aday olabileceği gibi çok yazarlı bir yapıt da aday olabilecektir.
  • Ödül bölüştürülmeyecek, tek bir yapıta verilecektir.
  • Ödüle aday yapıttan altı tanesi, başvuru dilekçesi ve kısa yaşam öyküsüyle yazarın kendisince ya da yazarın izin belgesiyle birlikte yayınevince Dil Derneği’ne gönderilecektir (postadaki gecikme göz önüne alınmayacaktır).
  • Ödüle son başvuru tarihi, 4 Aralık 2023’tür.
  • Ödüle Dil Derneği yönetim kurulu üyeleri aday olamazlar.

Ödül: 5.000 TLBeşir Göğüş’ün Yaşamöyküsü 

Kendisi, “Dilci-Eğitimci-Yazar olarak tanınırım” diyordu. 12 Şubat 1915’te Gaziantep’te doğdu. Ailesi bu kentin yerlisidir. İlk ve ortaokulu Gaziantep’te okudu. 1933’te Gaziantep Muallim Mektebini, 1938’de Gazi Eğitim Enstitüsünü bitirdi. Ankara Konservatuvarına Prof. Dr. Tahsin Banguoğlu’nun “fonetik”, Cevdet Kudret’in “diksiyon” asistanı olarak atandı. Bir yandan da Gazi Eğitim Enstitüsüne taşınan Müzik Öğretmen Okulunda müdür yardımcılığı yaptı, Türkçe dersleri verdi. 1939’da Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel’in buyruğuyla asistanlık kadrosunun kaldırılması üzerine, öğretmenliği Ankara’daki ortaokul ve liselerde sürdürdü. 1950’de Gazi Eğitim Enstitüsünün uygulama okulu olması kararlaştırılan Namık Kemal İlk ve Ortaokuluna müdür atandı ve bu okulların kurulmasını sağladı.

Türkçenin eğitim ve öğretiminin çağdaş yöntemlerle yapılması için arayış içinde olduğu bir dönemde 1954’te Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Dairesi’ne “raportör” sanıyla atandı. Bu yeni görevi ona, ilk ve orta dereceli okulların yönetmeliklerini, izlencelerini yorumlama, değiştirme, yeniden biçimlendirme yollarını açarken, çağdaş bir eğitimci ve yönetici olarak kendisini de yetiştirme olanağı sağladı. Burada çalışırken “High School”ları incelemek üzere 1959 Eylülü ile 1960 Şubatı arasında ABD’ye gönderildi. O yıllarda ABD, “National Deference Act” (Ulusal Savunma Yasası) adlı bir yasa çıkarmıştı; bu yasanın bir bölümü eğitim çalışmalarını hızlandırarak güçlendirmeyi amaçlıyordu. Bu etkinlikler arasında anadili (İngilizce) eğitimi önemli bir yer alıyordu. Bu amaçla ABD’deki her eyalet yeni izlenceler yapıyor, bunların uygulanması için kılavuzlar hazırlıyordu. Öğrencilere de kendi ülkelerinin edebiyatını ve dünya edebiyatının başyapıtlarını okutabilmek için çeşitli yayınlar yapılıyordu. Göğüş, anadili üzerinde yoğunlaşan bu çalışmalardan çok yararlandı, bu konudaki yayınların oldukça önemli bir bölümünü Türkiye’ye getirdi. Bu kaynaklardan yararlanarak daha sonraları “İlkokullarda Türkçe Öğretim Kılavuzu” (1968) adlı yapıtı yazdı. (Kitabı, o yıllarda yeniden düzenlenmekte olan “İlkokullar Programının Türkçe bölümüne uygulama kılavuzu olması için MEB buyruğuyla hazırlamıştı, kitap bakanlıkça basıldı.)

1963’te MEB, Öğretmen Okulları Genel Müdür Yardımcılığına, 1964’te de Bakanlık Başmüfettişliğine atandı. 1966’da kendi isteğiyle emekli oldu, bu tarihten başlayarak 1974’e dek Türk Dil Kurumu’nda yönetmen sanıyla çalıştı.

Dil Devrimi doğrultusunda yenileşen Türkçenin tutkunu bir eğitimci-yazar olarak anadili eğitiminin yalnızca metin üzerinde “oku-anlat” çalışmasına indirgenemeyeceğine inanıyordu. Öğrenci, anadilinin kurallarını iyi öğrenerek konuşma ve yazma becerisi kazanmalı, sanatsal ürünleri okuyup değerlendirme aşamasına yükselmeliydi. Göğüş, bu düşünceden yola çıkarak Avrupa’daki ders kitaplarını da incelemeyi sürdürüyordu. Avrupa’da anadili eğitimi sırasında özenle seçilmiş metinler üzerinde dilbilgisi kuralları öğretiliyor; sözlük çalışmalarıyla çocuk ve gençlerin sözvarlığı varsıllaştırılıyor; sözlü ve yazılı anlatım etkinlikleri, yine özenle seçilmiş metinlerden yola çıkarak yapılıyordu. Böylece özenle seçilmiş, yazınsal değeri olan bir metin, anadili eğitiminde tam bir kaynak ve örnek oluyordu.

Onun bu anlayışla ortaokullar için kitap yazma eylemi, 1944’te MEB’nin açtığı bir yarışma ile başladı. Yarışmanın koşulları, yabancı kitaplardaki yöntemlerin iyi bilinmesi, irdelenmesi gerektiğini de vurguluyordu. Göğüş sonradan bu koşulları Sabahattin Eyuboğlu’nun hazırladığını öğrendi. Bu koşullara uygun kitap hazırlamak için Eğitimci-Yazar Kemal Demiray ile anlaştı. Birlikte hazırladıkları ortaokullar için Türkçe kitapları yarışmada en yüksek puanı alarak birinci seçildi. 1945’ten başlayarak bu iki saygın eğitimci, özenle ve emek vererek hazırladıkları Türkçe, dilbilgisi kitaplarıyla ülkenin hemen hemen bütün okullarındaki çocukların öğretmeni oldular. Beşir Göğüş, 1981’de MEB’nin ilkokullar için Türkçe ders kitabı yarışmasını kazandı; Özal hükümetinin ders kitapları seçimini serbest bıraktığı 1980’lerin ortasına dek Türkiye’deki tüm ilkokullarda onun Türkçe kitabı okutuldu.

Beşir Göğüş, bugün de çoğu öğretmenin yararlandığı aşağıdaki yapıtları üretti:

  • Faydalı Dilbilgisi, Ortaokullar I, II ve III. sınıflar için (1959),
  • Orta Dereceli Okullarımızda Türkçe ve Yazın Eğitimi (1978),
  • Türkçe, İlkokul I, II, III, IV, V. sınıflar için (1981),
  • Türkçe Dilbilgisi, Okuma, Dinleme, Anlatım, İlkokul IV, V. sınıflar için (1989),
  • Seçme Yazılar, Seçme Kitaplar, Ortaokul I, II ve III. sınıflar için (1950, N. Ataç ile),
  • Türkçe Sözlük (1968, Hamdi Olcay ile),
  • Resimli Çocuk Sözlüğü (1971),
  • İlkokullar İçin Türkçe Kitapları Öğretmen Kılavuzları (1982),
  • Ortaokullar İçin Türkçe Öğretmen Kılavuzu (1992),
  • Bireysel Öğretim ve Grup Çalışmaları (F. Mory’den çeviri, 1956),
  • Meslek Liseleri İçin Türkçe, I, II, III. sınıflar için (1992, H. Saral-E. Saral ile),
  • Sözlü ve Yazılı Anlatım (Anadolu Üni., Açık Öğretim Fakültesi ders kitabı, 1991),
  • Anlatım Terimleri Sözlüğü (1998),
  • Yazın Terimleri Sözlüğü (1998, F. Oğuzkan, O. Önertoy, M. Ünlü, S. Koçak ile).

Beşir Göğüş, resmi bir görevi olmaksızın Türkçenin doğru öğretilmesi için çalışmayı yaşamı boyunca bırakmadı. 1981’de Hollanda’da kurulan “International Mother Tonguc Education Network” (Uluslararası Anadili Eğitim Örgütü) çalışmalarına katıldı, bu örgütün isteği üzerine “Türkiye’de Türkçenin Anadili Olarak Öğretimi” ve “Türkiye’de Anadili Eğitimi Bibliyografyası” araştırmalarını hazırladı. Yazıları, örgütün yayınları içinde yayımlandı (1988).

Yine bu örgütün isteği üzerine Sevim Yücesan ile birlikte “Türkiye’de Bir Türkçe Eğitimi Portresi” (1988) adlı yapıtı hazırladı, yapıt hem adı geçen örgüt yayınları arasında, hem de Türkiye’de yayımlandı.

Beşir Göğüş, Türkçeyi, Türkçenin eğitim-öğretimini ele alan birçok yazı yazdı. Atatürk’ün Türk Dil Kurumu 1983’te kapatılınca, 12 Eylülün bu hukuk tanımayan uygulamasına tepki gösteren 34 aydınla birlikte 22 Nisan 1987’de Dil Derneği’nin kurucuları arasında yer aldı. Bu tarihten başlayarak ölümüne dek Dil Derneği Yönetim Kurulu üyesi olarak görev yaptı.

Öğretmen kimliğiyle olduğunca dost, arkadaş kimliğiyle, sevecen, sıcak davranışlarıyla öğrencilerinin, birlikte çalıştığı dilcilerin, kendisini tanıyan herkeste saygı ve sevgiyle anımsanan izler bıraktı.

17 Ağustos 1999’da Marmara Bölgemizi yerle bir eden depremde Yalova’da idi, yazları dinlenmeye gittiği Yalova’daki evinde de Türkçeyi düşünüyor, Türkçe için çalışıyordu. Bu depremde eşi Cemile Göğüş ve kızı Sezen Göğüş ile birlikte yaşamını yitirdi.

Geride kalan evlatları Dilek Göğüş Ülgüray-Metin Ülgüray ve torunları Deniz ile Defne, onun düşüncelerini, Türkçenin eğitimine verdiği emeği unutturmamak amacıyla Beşir Göğüş’ün kurucusu olduğu Dil Derneği ile birlikte bir ödül düzenlediler.Ödül, her yıl Göğüş’ün doğum günü olan 12 Şubatta sahibini buluyor.

 

Daha İlgili Makaleler Yükle
Daha Yükle Haber Servisi
Daha Fazla Yükle Haber

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Okumanda fayda var!

Ayşe Filmi 45. Kahire Uluslararası Film Festivali’nde Ödül Aldı

Ayşe Filmi 45. Kahire Uluslararası Film Festivali’nde ödül aldı. Yönetmenliğini ve y…