Elginkan Vakfı 5. Türk Dili ve Edebiyatı Kurultayı… Kurultay… Edebiyat kurultayı… Sempozyum… Detaylar Kitap Magazin‘de…
Elginkan Vakfı 5. Türk Dili ve Edebiyatı Kurultayı
Elginkan Vakfı, Türk Dili ve Edebiyatı kurultayının beşincisini düzenliyor. Kültür ve edebiyat dünyasına pek çok katkıda bulunan vakıf, bu kurultayı düzenli olarak sürdürüyor.
Basın bülteninden…
Elginkan Vakfı, Türk sanayiine yarım asrı aşkın bir süredir hizmet veren Elginkan Topluluğu’nun kurucuları tarafından, Türkiye’nin her alanda çağdaş bir anlayışla ilerlemesine destek olmak amacıyla 1985 yılında kurulmuştur. Elginkan Vakfı’nın kuruluş amaçları;
- Kültür değerlerimizi, tarihimizde bizi büyüten örf, âdet ve manevi değerlerimizi ve Türkçemizi araştırmak, araştırmaları desteklemek, korumak, yaşatmak ve tanıtmak,
- Bilim, teknoloji ve eğitim alanındaki faaliyetleri teşvik etmek,
- Ülke sanayiinin ihtiyaç duyduğu vasıflı işgücü yetiştirilmesine ve bu suretle ülkenin istihdam imkânlarını artırıcı eğitim çalışmalarına katkıda bulunmak için okullar, eğitim kurumları açmak, işletmektir.
Vakfımız, temel amaçları kapsamında 2013 yılından başlayarak yılaşırı (iki yılda bir, tek yıllarda) olmak üzere Türk Dili ve Edebiyatı Kurultayı düzenlemektedir. Bu üst başlık altında her kurultay için özel bir konu belirlenmekte ve bu konu çerçevesinde sunulacak bildiriler kabul edilmektedir.
2013 yılında düzenlenen ilk Kurultay’da alt başlık “Geçmişten Geleceğe Türkçe” olarak belirlenmiş ve Türkçenin en eski döneminden başlayarak günümüze kadar uzanan süreçte yaşadığı değişmeler, gelişmeler ortaya konulmuş, geleceğine yönelik ön görülerde bulunulmuş, günümüz Türkçesinin sorunları, dil yapısı, Türkçe eğitimi, bilim ve sanat dallarında Türkçe terimlerin oluşturulması, Türkçenin örnek telaffuzu gibi pek çok konu işlenmiştir.
2015 yılında gerçekleştirilen Kurultay’da alt başlık “Gelenekten Geleceğe Türk Edebiyatı” olup Türk edebiyatının sürekliliği ve geleceği, edebiyatın otorite, devlet ve sosyal kurumlar (aile, toplum, millet, din vb.) ile ilişkisi ve değişimi, metinlerarası ilişkiler, anlatıcının serüveni, tarih karşısında edebiyatın konumu gibi pek çok konunun işlendiği bildiriler sunulmuş ve bir açık oturum düzenlenmiştir.
2017 yılında gerçekleştirilen Kurultay’da alt başlık “Gelenekten Geleceğe Türk Sözlükçülüğü” olup Tarihte ve günümüzde Türk Sözlükçülüğü, Sözlükçülük Terimleri ve Kavramları, Sözlük Türleri, İnternet Sözlükçülüğü, Sözlükçülükte Tanımlama, Tanıklama (Örnekleme) gibi pek çok konunun işlendiği bildiriler sunulmuş ve “Çevirmenlerin Gözüyle Sözlüklerimiz” başlığı altında bir açık oturum düzenlenmiştir.
2019 yılındaki Kurultay’da ise Edebiyat ana teması altında “Geçmişten Günümüze Seyahat Edebiyatı” alt başlığında “Türk Seyyahlar ve eserleri, Yabancı Seyyahlar ve eserleri, Gezilen Coğrafya, Seyahatnamelerde Kültür Hayatı, Seyahatnamelerde Mutfak Kültürü, Seyahatnamelerde Sosyal Hayat, Seyahatnamelerin Söz Varlığı, Sefaretnameler” konularında çeşitli bildiriler sunularak tartışılmıştı. Kurultay’ın açılışında “Çağımızın Seyyahlarıyla Söyleşi” de gerçekleştirilmişti.
2021 yılında yine uluslararası düzeyde gerçekleştirilecek olan Kurultay, Türk Dili alanında yapılacaktır. Kurultay’ın ana konusu Geçmişten Günümüze Yazılmayan Türkçe -Türkçenin Art ve Eş Zamanlı Değişkeleri- olarak belirlenmiştir.
Bugüne kadar gerçekleştirilen Kurultaylarda ölçünlü (standart) dil ve bu dille ortaya konulmuş edebiyat konu edinilmişti. 11-12-13 Mayıs 2022 günlerinde İstanbul’da gerçekleştirilecek olan Elginkan Vakfı Türk Dili ve Edebiyatı Kurultayı’nın beşincisi ise ölçünlü dilin dışında kalan Türkiye Türkçesinin ağızları, Türk argosu, meslek dilleri, gizli diller ve Türk İşaret Dilinin değişkeleri konusuna ayrılmıştır.
Ölçünlü dil kuralları sözlüklerde ve yazım kılavuzlarında belirlenmiş, eğitim, hukuk, basın yayın alanları ile resmî yazışmalarda kullanılan, işlev ve geçerlilik alanı geniş, sosyal sınıf ve yerel iz taşımayan dil türüdür. Ölçünlü dilin yanı sıra şehirlerimizde, ilçelerimizde, köylerimizde kısacası hayatın her alanında farklı boyutları, türleri, kapsamları, özellikleri bulunan canlı bir Türkçe vardır. Doğallığıyla, içtenliğiyle, gayriresmîliğiyle yaşayan bu canlı dil üretkenliğe, yaratıcılığa, değişime, etkileşime daha da açıktır. Ana hatlarıyla yazı dili ve konuşma dili diye de adlandırılan dilin bu iki cephesinin birbirinden kopuk olması da söz konusu değildir. Daima etkileşim içindeki dilin bu alanları birbirinden etkilenmektedir.
İşte bu canlı dili ve değişkelerini kapsamına alan Beşinci Kurultayımızın konu başlıkları ise şöyle belirlenmiştir:
Beşinci Kurultayın Konusu/Kapsamı
Türkçenin Ağızları: Bölge ağızlarımızın ses, yapı, anlam, söz varlığı, söz dizimi özellikleri. Ölçünlü dil dışında bölge ağızlarımız bir yandan tarihî Türkçenin izlerini korurken bir yandan da Türk lehçeleriyle olan ortaklığımızı köklerinde barındıran kültür alanımızı oluşturmaktadır. Bölge ağızlarımızda kullanılan sözcükler, deyimler, atasözleri Türk kültürünün zenginlikleridir. Bu zenginlik sözlü dilde yaşamakta, yürütülen ağız bilimi çalışmalarıyla kayıt altına alınmaktadır. Öte yandan edebiyatımızda bazı yazarlar, şairler halk dilini eserlerinde ustaca kullanmışlardır. Toplantıya sunulacak bildirilerin Türkçenin ağızlarını çeşitli yönleriyle ve özellikleriyle ele alan, edebiyatımızdaki yansımalarını değerlendiren nitelikte olması beklenmektedir.
Sosyal Değişkeler Açısından Türkçe: Diller, zamana, mekâna ve sosyal nedenlere bağlı olarak sürekli değişir ve eş zamanlı olarak pek çok farklı değişkelerden oluşur. Sosyal gruplar, dil ilişkileri, tarihsel boyut, inanç, eğitim, meslek, cinsiyet, yaş, konum, vb. etkenler bu değişkelerin yeniden üretilmesinde baskın rol oynar. Türkiye Türkolojisinde tarihsel (zamana bağlı, art zamanlı, tarihsel dil bilimi) ve yerel (mekâna bağlı, ağızlar) değişkelerle ilgili çok sayıda araştırmaya rastlamak mümkündür ancak sosyal değişkeler, dil bilimcilerin yaptığı sınırlı sayıda eşzamanlı araştırma dışında oldukça ihmal edilmiş bir alandır. Sosyal değişkelerin art zamanlı incelenmesi ise çok daha az ele alınmıştır. Belli yaştaki insanların konuşma biçimleri ve kişilerin farklı yaşlardaki kişilerle konuşurken seçtikleri sözcükler, hitap biçimleri de çeşitlenmeye yol açar. Geçmişte ve günümüzde sosyal değişkeler açısından Türkçenin araştırılmasını konu edinen bildirilerin yanı sıra edebiyatımızda yazarlarımızın kahramanlarını konuşturma biçimlerini araştıran bildiriler de ilgi çekici olacaktır.
Türk Argosu: Bir tür gizli dil olan argo, toplumumuzda daha çok kaba dil olarak algılanmaktadır. Türkçe Sözlük’te “her yerde ve her zaman kullanılmayan veya kullanılmaması gereken çoklukla eğitimsiz kişilerin söylediği söz veya deyim; serserilerin, külhanbeylerinin kullandığı söz veya deyim” anlamlarında tanımlanan Fransızca kökenli argo (< argot) XVII. yüzyılda Paris dilencilerinin ve hırsızlarının aralarında kullandıkları anlaşılan gizli dilin belirlenmesiyle toplumsal dilin bir boyutu olarak tanımlanmıştır. Öğrenci argosu, kabadayı argosu, kumarcı argosu, dilenci argosu, şoför argosu gibi çok çeşitli türleri olan argoyu dil bilimi bakışıyla ele alacak bildirilerin yanı sıra edebiyatımızda argonun yerini inceleyen çalışmalar da beklenmektedir.
Türk İşaret Dili: İşitme engellilerimizin doğal iletişim aracı işaretlerden örülü dilden sembollerle, hareketlerle, nesnelerle, kapalı ifadelerle kurulan anlatıma kadar olan alan dilin bir başka boyutudur. Kültürümüzün önemli bir zenginliği Türk İşaret Dili farkındalık oluşturan bir alan olarak son yıllarda dil bilimcilerin yoğun bir biçimde araştırdığı bir konu olmuştur. Sözlü dil gibi işaret dilinin de bölgeden bölgeye farklılıklar gösteren ve toplumsal yapıya, yaşa, cinsiyete göre özellikler gösteren değişkeleri bulunmaktadır. Dil bilimi yöntemleriyle işaret dilinin araştırılmasının arttığı günümüzde Türk İşaret Dili ve değişkeleri de Kurultayımızın kapsamındadır.
Meslek Dilleri (Jargon): Türkçe Sözlük’te “Aynı meslek veya topluluktaki insanların ortak dilden ayrı olarak kullandıkları özel dil veya söz dağarcığı” anlamında kullanılan jargonun Türkçedeki tıp dili, hukuk dili, gemici dili, borsacı dili vb. örneklerinin ve edebiyatımıza yansımalarının bildirilere konu edinileceği umulmaktadır.
Gizli Diller: Türk kültüründe dolaylı, karineli, şifreli anlatım yolları olarak kuş dili, kalaycı dili, Tahtacı, Geygelli, Teber, Hazeyince gibi yerel gizli dillerle ilgili konularda da bildiriler gelmesi beklenmektedir.
Teklifsiz Konuşmada Türkçe: Türkçe Sözlük’te alay yollu, hakaret yollu, şaka yollu gibi türler arasında yer alan teklifsiz konuşma başlığı altında bütün bu türleri dil bilimi bakış açısıyla inceleyecek bildirilerin sunulabilmesi mümkün görülmektedir.