Ana Sayfa Haber Yolcu Aziz Kaya Yazdı: Azîz’im

Yolcu Aziz Kaya Yazdı: Azîz’im

10 dk okunur
0
4
735
Azîz’im
Kâinât anlaşılmayı bekliyor, tabiat anlaşılmayı bekliyor, hayvanât anlaşılmayı bekliyor, insanât’ın ise anlaması bekleniyor,
Şu âlem de bir arayan vâr, bir de aranılan,
Bâzen aranılan özümüz de bâzen şu alemde,
Azîz’in sen arar iken aranılanın etkili örtüsünü sâdece bir kapı belle, kapının anahtarı hükmündeki sorumluluklarını yerine getirirken çevrene karşı bir doktor gibi, bir gönül doktoru gibi yaklaş,
Bu çevre illâ dışarı da olmayabilir, içeri içeri gider iken de kendi kendine doktor gibi yaklaş.
Unutmâ şu tenlerimiz sadece eldiven hükmündedir, eldiveni değerli kılan nasılki el ise, ruhu da değerli kılan şu ten elbiselerimizdir.
Sen baktıklarına yaklaşırken ey cân, sakın ola baktıığını ürkütmeyesin, bakılanlar senin kalbini gördümüki, nerden bilsin senin niyyetlerini.
Elbet çôk dikkat etmeliyiz fiilerimize, niyetlerimizin maksatlarını aşmamasına çôk dikkat etmeliyiz.
Yolumuzun azîzliği, maksadımıza yüklediğimiz değerler ölçüler dengeler, hassâsiyetler kadar olacaktır.
Ey kul sen mâdem şu âlemin sırrını dûçar olmak istersin,
O vakit dur ama gönlün ile beraber dur, sonra ten gözün ile ruh gözünü cem eyle bir eyle, o bir ile tekrar tekrar, hem âfâklara hem de enfüslere bâk.
İnanıyoruzki bu bakış ve gayret bizi aradığımız kapının anahtarına ulaştıracaktır.
O kapıya varınca da önce kabul edilmeyi bekle, belki önce Yunus gibi yıllarca odun taşı, belki sırtında ciğer satan Aziz Mahmut Hüdâi gibi, belki tacı sarayı terkeden İbrâhim bin etem gibi o kapı için dünkü biz’i, bizdeki dünyalıkları terketmeli.
Ey yolcu O aradığımız kapının içerisindeki o târifi zor, güzeller güzeli ve etkileyici olan o hoş kokuyu hissedebiliriz.
O koku belki de kaf dağının arkasında aranan kokulardandır, belki de zümrüdü ankâ kuşunun haber verdiği kokudur. O koku gül-û rânâ gibi az bulunan güllerin de üstünde taşımak istediği bir kokudur.
Azîz’im bu yolda ilerken sende ince çôk ince ve hassas bir şekil de gönül çizgilerine dikkat et.
Unutma hassaslık bütün yaratılana olmalıdır
Bu hassaslık Bir balığa, bir böceğe, bir hayvana, bir çiçeğe, bir ağaca, bir insana yaklaşırken aynı hassasiyetlik gösterilmelidir.
Has/saslığımızın ölçüsü kadar, has/lığımızın değeri artacaktır.
Değerlerimiz ise bizi aradığımız hakiki sevgiliye götüren kanatlardır.
Kanatlarımız kuvvetli olmalıki ötelerin hayâlini daha kuvvetli kurabilelim.
Azîz’im bu yolda ilerlerken yol arkadaşlarını iyi seç, çünkü bu yol hakîki bir dost ile, samimi bir dost ile, hedefine âşık bir dost ile daha iyi geçer.
Ne aradığını bilmeyen kullara ise, aman kırılıp gücenme.
Unutmâ! Bu hassas yolda bizleri yaratan yüce Rahmânın seyrini anlamaya, anladığımızı uygulamaya ve hissetmeye çalışmamız gerekiyor.
O Allah yarattıklarına kırılmıyor ve onlara mühlet veriyor, belki kulum ne aradığını idrak edecek ve yaratılış sırrına doğru ilerleyecek der ve kuluna merhametiyle mühlet verir.
İşte bizler de merhamet ehli olmalıyız, bizler de bu yolda kırılmamalıyız, çünkü bu yoldaki bize lâzım olan yakıt belki de bizi kıranların yakıtıdır, bir düşünsene kırılanlar olmasaydı, kim bu kıranları kırmamaya dâvet edecekti.
Peygamberler de hep kırılmışlar âmmâ, kıranları hiç ama hiç kırmamışlar ve hak sözü en güzel şekil de hem sözleriyle hem de fiillerile ortaya koymuşlar.
Ondandırki bu gayretler meyvelerini vermiş ve Hazreti Ömerler müslüman olmuş ve Allâh’a secde etmişlerdir.
O vakit bizler de Meselelere bakarken Hazreti İsâ gibi bakmalıyız O bir meseleye, bir soruna yaklaşırken hemen eksisine bakmaz, artısına bakarmış, ayıplarını görmez, güzel taraflarını yüceltirmiş.
Bizler de Hazreti İsa Peygamberimiz gibi meseleri tartmalıyız.
Bizler Hazreti Muhammed Mustafâ Efendimiz gibi dilin en tatlısını, sevginin en güzelini bıkmadan usanmadan kullanmalıyız.
O Muhammed Aleyhisselâm hep umut ile anlattı, bâzen de üzüldü işte o vakit Peygamberimizi Allahımız teselli etti, sen Ey Muhammde üzülme, sen tebliğ et, ötesi için üzülme, hidâyeti ancak biz ederiz dedi.
O vakit bu yolda bizler de önce kendi kendimize tebliğ edeceğiz, bizler de acabâ hidayete muhatap olunanlardan olumuyuz diye umud ile gayret edenlerden olacağız inşaallah.
Belki bu gayretin neticesinde, biz de önce hâl ile, sonra da fiil ile tebliğ edenlerden olabiliriz belki.
İşte o vakit Hazreti Adem aleyhisselâm, Hazreti Musa Aleyhisselam, Hazreti İsâ Aleyhisselâm, Son Peygamber Hazreti Muhammed Aleyhisselâm bizim gönül sarayımıza misâfir olur.
Belki o vakit onlar, bizden şu yeryüzüne hitâb ederler.
Ne mutlu bu makâma ulâşabilen cân yolculara, o has kullara, değerli salih ve sâliha kullara.
Daha İlgili Makaleler Yükle
Daha Yükle Haber Servisi
Daha Fazla Yükle Haber

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Okumanda fayda var!

İzzet Keribar’dan Renklerin Yolculuğu Sergisi İstanbul Modern’de

İzzet Keribar’dan Renklerin Yolculuğu Sergisi İstanbul Modern’de… Küratö…